Rusya’nın dezenformasyon söylenceleri, (1) yaptırımların Rusya’nın tahılına uygulanmadığı, (2) Ukrayna’nın tahılının düşük gelirli ülkelere yeterli gıda sağlanması açısından kritik önem taşıdığı, (3) Rusya’nın,Ukrayna’nın tahıl arzının yerini alamayacağı, (4) Kremlin’in bağışlamayı teklif ettiğinden daha fazla tahılı yok etme yolunda ilerlediği ve (5) her geçen gün daha fazla Rus füzesi ve insansız hava aracının Ukrayna tahılını dünyanın geri kalanına ulaştıran ve gıda fiyatlarını sabit tutan hayati boru hattını kasıtlı olarak hedef aldığı şeklindeki acı gerçekleri gizleyemez.
“Moskova küresel bir felaket savaşı yürütüyor: bu çılgın adamlar, dünya gıda piyasasının çökmesine ihtiyaç duyuyor – fiyat krizlerine, arz kesintilerine ihtiyaç duyuyor. Birileri bundan para kazanabileceklerini düşünüyor. Moskova’da birileri bu işten para kazanabileceklerini umuyor. Bunlar çok ama çok tehlikeli umutlar.” – Ukrayna Devlet Başkanı VolodimirZelenski, 2 Ağustos 2023
Rusya, 17 Temmuz 2023 tarihinde, Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan (KTG) uydurma bahanelerle çekildi. Bu tek taraflı eylemle, küresel pazarlara yaklaşık 33 milyon ton tahıl ihracatı getiren anlaşma askıya alındı; bu tahılın yarısından fazlası ve buğdayın üçte ikisi, gelişmekte olan ülkelere ulaşıyordu. Bu miktar 18 milyar somun ekmeğe tekabül ediyordu. Günler sonra, küresel tahıl fiyatı yüzde 17 artarken, Rusya, rekor tahıl ihracatı yaptığını duyurdu. Kremlin, Ukrayna’nın limanlarına ve tahılına yönelik saldırılarını artırırken, dünyanın en savunmasız kesimlerinin zararına olacak biçimde, piyasayı kendisi için yüksek bir fiyat belirleyecek şekilde konumlandırdı. Rusya, Temmuz 2022’den Temmuz 2023’e kadar yürürlükte olan KTG’yi itibarsızlaştırmak ve geri çekilmekle tehdit etmek amacıyla, defalarca dezenformasyondan yararlandı.
Moskova’nın KTG’dençekilmesinin ardından Kremlin, beş asılsız söylenceyi sürdürmek için, verileri çarpıtmaya, gerçekleri inkâr etmeye ve matematiği manipüle etmeye devam ediyor. Birincisi, Kremlin yanlış bir şekilde Rusya’yı tahıl ve gübre ihracatına yönelik yaptırımların kurbanı olarak göstermeye çalışmaktadır; oysa gerçekte Rusya’nın kendi ihracatına yönelik kısıtlamaları ve Ukrayna’ya yönelik yasadışı savaşı sevkiyatları engellemiştir. İkincisi, Moskova, düşük gelirli ülkelerinKTG’den faydalanmadığını iddia etmektedir, oysa gerçekte bu tahılın yaklaşık 20 milyon tonu gelişmekte olan ülkelere gitmiştir. Anlaşma ayrıca, küresel fiyatları istikrara kavuşturarak ve Ukrayna’nın tahıl arzını en çok ihtiyaç duyan ülkelere ulaştırarak, BM Dünya Gıda Programı’na (DGP) da büyük fayda sağladı. Üçüncüsü, Kremlin, Ukrayna’nın tahılının küresel gıda arzı için önemini küçümseyen manipülatif iddialar yayarken, Ukrayna’nın küresel olarak milyonlarca insanı besleyebilecek tahıl ihraç etme kabiliyetini aktif olarak yok etmeye çalışıyor. Dördüncüsü, Moskova kendisini cömert bir hayırsever ve küresel gıda güvenliğinin garantörü olarak göstermeye çalışıyor, oysa gerçekte Rusya, rekor bir hasat beklerken bile DGP’ye en çok katkıda bulunan 34. ülke konumundadır. Beşincisi, Kremlin her ne kadar KTG güvenlik koridorunun Ukrayna’nın askeri faaliyetlerine kılıf sağladığını iddia etse de, Rusya’nın, Ukrayna’nın sivil liman altyapısına yönelik yoğunlaştırdığı ve Ukrayna hükümetine göre 220.000 ton tahılı imha eden saldırıları, Kremlin’in Ukrayna için hayati önem taşıyan bir ekonomik yaşam hattını kesmek şeklindeki gerçek amacını ortaya koymaktadır.
Kremlin’in veri çarpıtmaları ve yanıltıcı matematiği gerçekleri gizleyemez. Rusya Federasyonu, Ukrayna’ya karşı nedensiz, haksız ve yasadışı bir savaş başlatmıştır. Rusya’nın füze saldırıları, Ukrayna’nın tahıl silolarını ve nakliye merkezlerini yok ederken, Kremlin, Ukrayna limanlarını bloke etmeye ve gıda taşıyan sivil nakliye gemilerini tehlikeye atmaya devam ediyor. Moskova’nın KTG’den çekilmesi Rusya’nın tahıl fiyatlarını yükseltiyor ve Kremlin’in savaş kasalarını, dünyanın en hassas durumdaki insanları pahasına dolduruyor. Rusya, gıda fiyatlarındaki bu artıştan ve rekor seviyedeki mahsulünden kar elde ederken, başlıca rakibini ortadan kaldıracak ve Ukrayna’nın dünyanın en muhtaç insanlarının beslenmesine yaptığı hayati katkıyı dünyaya unutturmaktadır. Gerçekte Rusya, dünyanın en muhtaç insanlarına hayati önem taşıyan tahıl akışını engellemeye çalışan tek saldırgandır.
Açlığın Silah Olarak Kullanılması
Kremlin’in Ukrayna’ya karşı nedensiz ve haksız savaşı Ukrayna ekonomisine ciddi zarar vermiş ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere, küresel gıda güvensizliğini daha da artırmıştır. Ukrayna uzun zamandır “Avrupa’nın ekmek sepeti,” olarak dünyanın dört bir yanındaki milyonları besliyor. Ukrayna, 2021 yılında düzinelerce Afrika ve Orta Doğu ülkesinin en büyük tahıl tedarikçisiydi. Rusya’nın Şubat 2022’deki tam ölçekli işgalinden bu yana Rusya, Ukrayna’nın Karadeniz üzerinden ticaret yollarını kapattı, Ukrayna’nın tarım alanlarını mayınladı, mahsulleri yaktı, Ukrayna’nın gıda depolarını yok etti, işgücü kıtlığı yarattı, ve ticari ve nakliye gemilerine ve limanlarına saldırdı. Rusya ayrıca kendi çıkarı için, Ukrayna’nın tahılını da çalıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün raporuna göre, Kremlin’in Ukrayna’ya karşı savaşı “Karadeniz Bölgesi’ndeki tarımsal üretimi ve ticareti sekteye uğrattı ve 2022’nin ilk yarısında uluslararası gıda fiyatlarının benzeri görülmemiş bir zirveye ulaşmasını tetikledi.”
Temmuz 2022’de Birleşmiş Milletler ve Türkiye, ticari gıda ve gübrenin küresel pazarlara ulaşmasını sağlamak amacıyla, Ukrayna limanlarından “tahıl ve ilgili gıda maddeleri ile gübre ihracatı için güvenli seyrüsefere” sağlamak amacıyla, Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’na (KTG) aracılık etti. Türkiye’nin ve BM’nin bu ağır yükü kaldırması, diplomasinin ustaca bir hamlesiydi. Kiev ve (Temmuz 2023’e kadar) MoskovaKTG’ye katıldı ve Anlaşma, küresel gıda fiyatlarındaki enflasyonu düşürmek ve acilen ihtiyaç duyulan tahılları dünyanın dört bir yanındaki insanlara ulaştırmak için kritik öneme sahip olduğunu kanıtladı.
Rusya-Afrika Zirvesindeki Söylenceler, Matematik ve Yanlış Yönlendirme
KTG, Temmuz 2022’den Temmuz 2023’e kadar yürürlükteyken, Rusya anlaşmayı itibarsızlaştırmak ve çekilme tehdidinde bulunmak amacıyla, defalarca dezenformasyon ve uydurma bahaneler kullandı. Küresel Etkileşim Merkezi’nin daha önce Mayıs 2023’de yayımlanan Rusya Gıda Güvenliğine Saldırılarını Durdurmalı; bülteninde detaylandırdığı gibi, Kremlin, Ukrayna’yı geniş çaplı işgaliyle şiddetlendirdiği gıda krizinden kar elde etmeye çalışırken, küresel gıda güvenliğini defalarca silah olarak kullandı ve yalanları propaganda etti. Rusya’nın KTG’den çekilmesinin ardından, Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kremlin’in dezenformasyon ve propaganda ekosistemi, klişeleşmiş yanlış anlatıların tozunu aldı ve Temmuz 2023’te St. Petersburg’da düzenlenen, Rusya-Afrika Zirvesi’nde öne çıkarılan basmakalıp yeni anlatıları ortaya attı.
Söylence Bir: “Rusya, gıda ve gübre yaptırımlarının mağdurudur.”
Moskova, Ukrayna’ya karşı yürüttüğü yasadışı savaş nedeniyle Rusya’ya uygulanan yaptırımların, KTG de dahil olmak üzere, Rusya’nın gıda ve gübre ihracatını engellediğine dair yanlış bir anlatıyı ısrarla yaydı. Rus yetkililer ve devlet destekli medya, A.B.D. ve AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının, Rus tahıl ve gübresinin nakliyesi için “tüm yolları kapattığı” yönündeki yanlış iddiaları düzenli olarak tekrarladı. Temmuz 2023 Rusya-Afrika Zirvesi öncesinde, Putin bir kez daha “Rus tahıl ve gübrelerine yönelik yaptırım muafiyetlerinin hiçbirinin yerine getirilmediğini” iddia ederken, aynı zamanda var olmayan engellerle ilgili şikayetlere rağmen, Rusya’nın 2023’ün ilk yarısında Afrika’ya 2022’nin tamamında olduğu kadar tahıl ürünü ihraç etmesiyle övündü.
Gerçek şu ki, Amerika Birleşik Devletleri Rusya’dan gıda ve gübre ihracatına yaptırım uygulamamıştır. Birleşmiş Milletler, Rusya tarafından dile getirilen endişeleri açıklığa kavuşturmak üzere, özel sektör ve Birleşik Devletler, AB, veBirleşik Krallık ile koordinasyon sağlamıştır. Bu ülkeler, yaptırımlarında Rusya’nın gıda ve gübre ihracatına yönelik istisnaları açıklamak üzere, kapsamlı bir kılavuz yayımlamıştır.
Aslında Rusya kendi kendini kısıtladı. Ukrayna’yı geniş çaplı işgalinin hemen ardından ve KTG yürürlüğe girmeden önceki aylarda Rusya, dünyanın dört bir yanındaki hassas durumdaki insanlar pahasına, kârını maksimum düzeye çıkarmak için küresel piyasaları manipüle ederek ve Ukrayna’dan gıda ihracatını engelleyerek kendi ihracatını kısıtladı.
Veriler gün gibi ortadadır. Rusya KTG altında çok başarılı oldu. KTG yürürlükteyken Rusya, 56 milyon ton tahıl ürünü ihraç etti ve bu süreçte 41 milyar dolar kazandı. A.B.D. ve müttefikleri, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı kışkırtılmamış savaşının küresel gıda arzı ve fiyatları üzerindeki etkisini azaltmak için, BM’nin hem Ukrayna hem de Rus tahılını dünya pazarlarına getirme çabalarını güçlü bir şekilde destekledi. Sonuç olarak, BM verilerine göre Rusya’nın gübre geliri 2022 yılında artış gösterdi. Rusya ayrıca rekor buğday satışlarının da tadını çıkarıyor. Uzmanlara ve Rusya’nın tahıl ihracatçıları ticaret grubuna göre, buğday ihracatı Aralık 2022 itibariyle “rekor seviyelere yaklaştı.” Rusya bir önceki yıla göre yüzde 27 artışla, 45,5 milyon ton buğday ihraç etti.
Rusya, büyük ölçüde Putin’in savaşının neden olduğu yüksek küresel emtia fiyatlarının bir sonucu olarak, tarım ürünleri ihracatından yüksek düzeyde kar elde etti. Rusya’nın Temmuz 2023’te KTG’den çekilmesinin ardından, küresel tahıl fiyatları yüzde 17 oranında artarak dünyanın en savunmasız nüfuslarını cezalandırdı. Rusya’nın çekilmesinin ardından Moskova, KTG’yi itibarsızlaştırmak için dezenformasyondan yararlanırken, üst düzey Kremlin yetkilileri ve devlet tarafından finanse edilen propagandacılar, hükümeti alenen açlığı silah olarak kullanmaya çağırdı.
Söylence İki: “Düşük gelirli ülkeler tahıl anlaşmasından faydalanamıyor.”
Rusya’nın KTG’den çekilmesine giden süreçte ve o tarihten bu yana geçen haftalarda, Kremlin verileri çarpıttı ve KTG’nin, en çok ihtiyaç duyan ülkelere fayda sağlamadığına dair manipülatif bir anlatı yaydı. Mayıs 2023’te Rusya Dışişleri Bakanlığı (MFA), (daha sonra çekildiği) anlaşmanın uzatılmasını onaylarken bile, KTG’yi itibarsızlaştırmaya yönelik bilgi manipülasyonuna devam etti. MFA, KTG’nin “insani bileşenini” sorgulayarak, daha az gelişmiş ülkelerin ihraç edilen tahılın sadece yüzde 2,5’ini aldıkları iddiasıyla, anlaşmadan faydalanmadıklarını savundu. 17 Temmuz 2023 tarihinde Rus devlet medyası Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov’un KTG’nin “fiilen sona erdirildiği” yönündeki yorumlarını güçlendirerek “en yoksul ülkelerin en az payı aldığını” iddia etti. Rusya-Afrika Zirvesi öncesinde Rus devlet medyası, Putin’in 24 Temmuz tarihli makalesini KTG kapsamındaki sevkiyat dağıtımlarının coğrafyasına ilişkin dezenformasyonu tekrarlayarak, A.B.D. ve müttefiklerini, bu girişimi “yalnızca büyük A.B.D. ve Avrupa şirketlerini zenginleştirmek için” kullanmakla ve gelişmekte olan ülkelere yetersiz destek sağlamakla haksız yere suçladı. Rusya – Afrika Zirvesi’nin, açılış günü olan 27 Temmuz’da yaptığı konuşmada Başkan Putin, KTG aracılığıyla ihraç edilen gıda ürünlerinin yüzde 70’inden fazlasının, ortalamanın üzerinde gelire sahip ülkelere gittiğini, “Etiyopya, Sudan, Somali… gibi düşük gelirli ülkelerin ise, toplam hacmin yüzde 3’ünden azını aldığını” iddia etmek için, kamuya açık KTG verilerini daha da çarpıttı.
Rusya’nın iddialarının aksine KTG, acil olarak ihtiyaç duyulan Ukrayna tahılını düşük gelirli ülkelere doğrudan ulaştırarak ve küresel olarak gıda fiyatlarını düşürerek, ihtiyaç sahibi insanlara yardımcı olmuştur. KTG kapsamında yapılan her sevkiyat, tahılı pazara getirerek ve herkes için gıda fiyatlarını düşürerek sıkıntıları azalttı. Düşük fiyatlar, BM Dünya Gıda Programı’nın (WFP) düşük gelirli ülkeler yararına daha fazla tahıl satın almasını sağladı. BM Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması Ortak Koordinasyon Merkezi’ne göre, Ukrayna limanlarından ayrılan 1000’den fazla gemi, 45 ülkeye yaklaşık 33 milyon ton tahıl ve gıda maddesi ulaştırırken, kargonun yüzde 57’si Afrika ve Asya’daki düşük veya orta gelirli gelişmekte olan ülkelere, Ukrayna buğdayının yüzde 65’i ise yüzde 19’u “en yoksul, en az gelişmiş ülkeler” olmak üzere, gelişmekte olan ülkelere ulaştı. En büyük üçüncü alıcı olan Türkiye’ye gönderilen Ukrayna mahsulünün büyük çoğunluğu daha sonra yeniden işlenerek, Afrika ve Orta Doğu’daki ülkelere un olarak ihraç edildi.
Putin’in matematik manipülasyonu, Ukrayna’nın Temmuz 2023 itibariyle KTG kapsamında WFP’ye buğdayının yüzde 80’inden fazlasını tedarik ettiği ve Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgalinden önce, 2021’de, bu oranın yüzde 50’ye yükseldiği gerçeğini de kendi çıkarlarına hizmet edercesine görmezden geliyor. KYG, WFP’nin Afganistan, Cibuti, Etiyopya, Kenya, Somali, Sudan ve Yemen’e, insani gıda yardımı olarak 725.000 metrik ton Ukrayna buğdayı da dahil olmak üzere, 29 gemi yükü taşımasına olanak sağladı. KTG, bir yandan, küresel tahıl fiyatlarının, dramatik bir şekilde yükselmesini engellerken, diğer yandan da, dünyanın dört bir yanında en çok ihtiyaç duyanlara gıda ulaştırarak, amacına ulaşmada son derece başarılı olmuştur.
Rusya yanlış bir şekilde KTG’nin gelişmekte olan ülkelere yardım etmediği konusunda yanlış iddiada bulunurken, kendisi de en çok ihtiyacı olan ülkelere yardım etmek için çok az şey yapıyor. Putin’in Temmuz 2023’teki Rusya-Afrika zirvesinde dile getirmediği bir diğer husus da, Rusya’nın WFP’ye henüz ücretsiz tahıl sunmamış olması ve tahılını yüksek gelirli ya da orta gelirli ülkelere ihraç etmesidir. Bu arada, KTG küresel tahıl fiyatlarını istikrara kavuşturdu ve buğday ihracatında 18 milyar somuna eşdeğer ekmek sağladı ve bunun 11,5 milyar somununa eşdeğer ekmek, gelişmekte olan ülkelere ulaştı.
Söylence Üç: Ukrayna’nın dünya buğday pazarındaki payı, Rusya tarafından doldurulabilir.”
Başkan Putin, Rusya – Afrika Zirvesi’ndeki matematik manipülasyonlarına, yeni bir yanlış anlatıyla devam etti. Rusya’nın sözde rekor hasadıyla övünen Putin, “Rusya’nın dünya buğday pazarındaki payı yüzde 20, Ukrayna’nınki ise beşten az” olduğu için, Rusya’nın ihracatı ve verdiği yardımlarla Ukrayna’nın tahılını “karşılayabileceğini” iddia etti. Putin iddiasını desteklemek için, 2022 yılında Ukrayna’nın hasat ettiği 55 milyon tonun 17 milyon tonu buğday olmak üzere 47 milyon ton tahıl ürünü ihraç ettiğini, Rusya’nın ise “hasat ettiği 156 milyon tonun 48 milyon tonu buğday olmak üzere, 60 milyon tonunu ihraç ettiğini” söyledi. ABD Tarım Bakanlığı’na göre Rusya’nın ihracatı, Putin’in bildirdiğinden daha düşüktür – 137 milyon ton hasattan, 56 milyon tona yakın tahıl ihraç edilmiştir ve bunun 45,5 milyonu buğday ihracatıdır. Rusya’nın işgaline, Ukrayna’nın tarlalarında aktif madencilik yapılmasına ve çiftçilerini bombalamalarına rağmen Ukrayna’nın 55 milyon ton tahıl hasat etmesi ve yine de hasadının yüzde 85’ini ihraç etmesi, Ukraynalı çiftçilerin ve tarım işçilerinin zorlukları yenme gücünün olağanüstü bir göstergesidir. Putin, Rusya’nın Rusları beslemek için ne kadar buğday kullandığından bahsetmediği gibi, Rusya’nın tahılının neden sadece yüzde 38’ini ihraç ettiğini ve rekor mahsulüne rağmen, 2023 yılında dünyanın en savunmasız insanlarını besleyen Dünya Gıda Programı’na bağış yapanlar arasında neden açık arayla 34. sırada kaldığını da açıklamadı. Bu sorulara cevap verilmeden, Rusya’nın özellikle en çok ihtiyaç duyan ülkelere yapılan tahıl ihracatında, Ukrayna’nın payının yerini alabileceği iddiası inandırıcı değildir.
Putin’in yanıltıcı matematiği, Ukrayna’nın “küresel ekmek sepeti” olarak oynadığı olağanüstü rolü inkâr etmeyi ve silmeyi amaçlıyor. Rusya’nın geniş çaplı işgalinden önce Ukrayna, dünyanın en büyük tarım ihracatçıları arasındaydı. Ayçiçeği yağı ihracatında bir numaraydı ve dünya pazarının yüzde 50’sini sağlıyordu. Arpada üçüncü (yüzde 18 pay), mısırda dördüncü (yüzde 16 pay), ve küresel arzın yüzde 8’ini ihraç ederek, altıncı en büyük buğday ihracatçısıydı. Ukrayna, 2021 yılında 12 milyar dolar değerinde tahıl ihraç etti ve tarım ürünlerinin yüzde 92’si Afrika ve Asya’ya ulaştı. BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre, Rusya’nın başlattığı savaş, Ukrayna’nın tarım arazilerinin yüzde 12’sinden fazlasını kara mayınlarıyla kirletti. Ukrayna’nın güneyindeki Herson Bölgesi gibi buğday üretiminin en yüksek olduğu bölgeler, özellikle 6 Haziran 2023’te Nova Kakhovka Barajı’nın yıkılması ve sel felaketinin ardından, Rusya’nın savaşından en çok zarar gören bölgeler oldu. 2021 yılında Ukraynalı çiftçiler 16 milyon hektardan (40 milyon dönümden fazla) fazla ekim yaptı. 2022’de tahıl ekilen arazi 11,6 milyon hektara (28,6 milyon dönüm) düşerek, ekilen arazide neredeyse denk gelecek şekilde en az yüzde 28,5’lik bir azalmaya neden oldu Ekilen alanın, 2023 yılında daha da azalarak 10.2 milyon hektara (25.2 milyon dönüm) düşmesi bekleniyor. Kremlin, açtığı savaşı sürdürerek, Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nı askıya alarak, Ukrayna’nın limanlarını bloke ederek ve Ukrayna’nın tarım alanlarına kara mayınları yerleştirerek, Ukrayna’nın küresel gıda pazarındaki payını aktif bir şekilde azaltmaya çalışıyor. Rusya, en yakın rakibini ortadan kaldırarak, kendisini birincil alternatif olarak konumlandırıyor.
Söylence Dört: “Rusya, dünyanın en muhtaçları için cömert bir hayırsever ve gıda garantörüdür.”
Putin, Temmuz 2023 Rusya-Afrika Zirvesi’nde, Rusya-Afrika iş birliğine yönelik vizyonunu ortaya koyarken, Rusya’yı dünyanın yardıma en çok ihtiyacı olan kişileri için cömert bir hayırsever olarak tasvir etti. “Önümüzdeki üç ila dört ay içinde Burkina Faso, Zimbabve, Mali, Somali, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Eritre’ye ücretsiz olarak 25 ila 50 bin ton tahıl sağlama” sözü verdi.
Küresel gıda güvensizliğini azaltmaya yönelik her türlü katkı memnuniyetle karşılanır, ancak Putin’in sözde cömertliğini bir bağlama oturtalım. 25 bin ton, Rusya’nın 2022’deki 137 milyon tonluk toplam hasadının yüzde 0.03’üne tekabül ediyor (ve Putin’in 156 milyon ton tahıl hasadı iddiasından bile daha az). Eğer Rusya bu ülkelerin her birine 50 bin ton ya da toplamda 300 bin ton tahıl sağlama taahhüdünü yerine getirirse, bu Rusya’nın toplam hasadının yüzde 0,2’sine tekabül edecektir. 300 bin ton, KTG kapsamında ihraç edilen toplam hacmin yüzde birinden az ve Ukrayna’nın KTG aracılığıyla WFP’ye sağladığı 725 bin tonun yarısından az.
Buna ilaveten, Amerika Birleşik Devletleri Haziran 2022’den bu yana gıda güvensizliği ve insani yardım için, 14,5 milyar doların üzerinde kaynak sağlamıştır. A.B.D., Afrika kıtasındaki akut ve orta ila uzun vadeli gıda güvenliği ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalara, tek başına en büyük katkıyı sağlayan ülke olmaya devam etmektedir ve A.B.D. Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in 3 Ağustos’ta açıkladığı üzere, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı ve KTG’den çekilmesiyle daha da kötüleşen ciddi gıda güvensizliğiyle karşı karşıya olan Haiti ve 11 Afrika ülkesine bu yıl $362 milyon dolarlık ek yardım sağlanacaktır. Temmuz 2022’de A.B.D., bir kıtlık ilanını önlemeye yardımcı olmak amacıyla Somali’ye 476 milyon dolarlık acil yardım sağlamıştır. Amerika Birleşik Devletleri aynı zamanda BM Dünya Gıda Programı’nın en büyük bağışçısıdır ve 2022 yılında WPF’nin bütçesinin yüzde 50’sini, 7,2 milyar doların üzerinde katkıda bulunmuştur. Kremlin’in küresel gıda güvensizliği konusunda ne kadar ilgisiz olduğunu görmek için, Rusya’nın WFP’ye yaptığı katkılara bakmak yeterli. Temmuz 2023 itibariyle Rusya, Amerika Birleşik Devletleri (1.), Avrupa’daki diğer devletlerin çoğu, birkaç Asya ülkesi ve Honduras, Güney Sudan, Gine ve Gine-Bissau gibi ülkelerin ardından Dünya Gıda Programı’na en fazla katkıda bulunan 34. ülke konumundadır. 2022 yılında Rusya’nın katkıları, rekor hasat ve ihracat karlarına rağmen, WFP’nin insani yardımlarının yalnızca yüzde 0,2’sini oluşturdu.
BM Genel Sekreteri Guterres’in Putin’in “cömert” teklifine tepki olarak söylediği gibi, “bazı ülkelere yapılacak bir avuç bağış,” KTG aracılığıyla dünya genelinde gıda fiyatlarının istikrara kavuşmasına yardımcı olan milyonlarca üstüne milyonlarca ton tahıl ihracatının yerini alamaz.
Söylence Beş: “KTG güvenlik koridoru, Ukrayna’nın askeri faaliyetlerine kılıf sağladı.”
Kremlin yetkilileri ve propagandacıları, Ukrayna’nın liman altyapısına, tahıl depolama tesislerine ve tahıl taşıyan ticari gemilere yönelik saldırıları, bu sivil tesislerin askeri amaçlı olduğu iddialarıyla meşrulaştırmaya çalışan dezenformasyon yaymaktadır. Rusya, KTG’dem çekilmesinin ardından, Ukrayna’nın gıda ihracatına ve altyapısına yönelik saldırılarını artırdı. Rus yetkililer ve Kremlin’in dezenformasyon ve propaganda ekosistemi, Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov’un, 17 Temmuz’da KTG ile ilgili olarak, Kiev’in anlaşmayı “askeri amaçlarla kullandığını” iddia eden yorumları güçlendirdi. Rusya Federasyonu Federal Meclisi Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin de şu sözlerle bu iddiayı yineledi: “Kırım köprüsündeki terör saldırısının, tahıl güvenlik koridoru kisvesi altında gerçekleştirildiği göz ardı edilemez.” Kremlin yanlısı Telegram kanalı Readovka da, “köprü saldırısından sorumlu deniz insansız hava araçlarının,” “Samsun adlı Türk gemisi gibi, tahıl anlaşması kapsamında Odesa limanından ayrılan son gemiden” konuşlandırılmış olabileceğini öne sürdü. 20 Temmuz’da Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın Karadeniz’deki limanlarına giden tüm gemileri, potansiyel askeri kargo taşıyıcısı olarak gördüğünü. Bu arada Rusya, Ukrayna’nın limanlarını ve Odesa ve ötesindeki diğer sivil altyapıyı vurmaya devam etti.
Rusya’nın insansız hava araçları ve füze saldırıları milyonlarca insanı besleyebilecek büyük tahıl stoklarını yok etti. Rusya, Ukrayna’nın hem limanlarını hem de tahıl altyapısını hedef alan füze saldırılarını sürdürüyor. Rusya, Ukrayna’nın tahıl ihracatının yüzde 95’inden sorumlu olan Karadeniz limanlarını bloke etmeye çalışıyor. WFP’ye göre, 20 Temmuz’da Odesa’daki bir liman tesisine düzenlenen saldırıda 270.000 kişiyi bir yıl boyunca beslemeye yetecek, 60.000 ton tahıl imha edildi. Rus devlet medyası, bu tesislerin yabancı askeri teçhizat depoladığını iddia ediyor, ancak video kanıtları, yıkılan silolardan silah ve mühimmat değil, tahıl döküldüğünü gösteriyor. Rusya’nın 26 Temmuz’da, Ukrayna’nın gelişmekte olan ülkelere buğday ihracatının yaklaşık yüzde 70’ini gerçekleştiren Chornomorsk limanına düzenlediği saldırı, uzmanların onarılmasının en az bir yıl süreceğini tahmin ettiği hasara yol açtı.
Odesa, Mykolaiv, ve Chornomorsk’a yönelik bombardımanlarına ek olarak Rusya, sivil gemiler, depolama ve altyapı tesisleriyle birlikte Ukrayna’nın Tuna Nehri limanlarına da saldırmaya başladı. Ukraynalı yetkililere göre, 2 Ağustos 2023’te Tuna Nehri üzerindeki İzmail limanına yapılan saldırıda, Afrika ülkelerinin yanı sıra, ÇHC ve İsrail’e gönderilen 40.000 ton tahıl zarar gördü. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Moskova’nın KTG’den ayrılmasından bu yana, dokuz gün süren saldırılarda 26 liman tesisini, beş sivil gemiyi ve 180.000 ton tahılı vurduğunu bildirdi. 3 Ağustos 2023 itibariyle Rusya, Ukrayna’nın liman tesislerinde depolanan ve çoğu, dünyanın en yoksul ülkelerine gönderilmeyi bekleyen 220.000 ton tahılı imha etti.
Kremlin “küresel bir gıda krizini önlemek için her türlü çabayı gösterdiğini” iddia ederken, Rusya dünyanın en savunmasız insanlarını beslemek için vermek istediğinden daha fazla tahılı yok etmeye hazırlanıyor.
Kremlin’in Söylenceleri ve Küresel Gerçekler
Moskova, KTG’den çekilmesinin ardından verileri çarpıtıyor, gerçekleri inkar ediyor ve matematiği manipüle ederek, kendisini hem yaptırımların kurbanı hem de şiddetlendirdiği küresel gıda güvenliği krizinde, cömert bir hayırsever olarak göstermeye çalışıyor. Başkan Putin ve Kremlin yetkilileri, Ukrayna’nın tahılının küresel gıda arzı için önemini küçümsemekte ve Ukrayna’nın dünya çapında milyonlarca insanı besleyebilecek tahıl ihraç etme kabiliyetini aktif bir şekilde yok etmektedir. Gerçekte Rusya, Rusya’nın Anlaşma’dan umarsızca çekilmesinden önce Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması ve BM Dünya Gıda Programı aracılığıyla etkin bir şekilde koordine edilen, dünyanın en muhtaç insanlarına hayati önem taşıyan tahıl akışını engellemeye çalışan tek saldırgandır.
Kremlin’in verileri çarpıtması ve yanıltıcı matematiğiyle gerçekler gizlenemez. Kremlin, Ukrayna’ya yönelik nedensiz ve haksız bir geniş çaplı işgal başlattı. Kremlin, Ukrayna limanlarını bloke etmeye ve gıda taşıyan sivil nakliye gemilerini tehlikeye atmaya devam ediyor. Kremlin’in füze saldırıları, Ukrayna’nın tahıl silolarını ve ulaşım merkezlerini tahrip etti. Moskova’nın geri çekilmesi, Rusya’nın tahıl fiyatlarını yükseltiyor ve Kremlin’in savaş kasalarını, dünyanın en savunmasız insanları pahasına dolduruyor. Rusya, bir yandan başlıca rakibini öldürmeye ve Ukrayna’nın dünyanın beslenmesine yaptığı hayati katkıyı dünyaya unutturmaya çalışırken, diğer yandan da gıda fiyatlarındaki bu artıştan ve rekor seviyedeki mahsulünden kazanç sağlayacak.
Kremlin açlığı bir silah olarak kullanıyor. Putin, Ukrayna’yı sebepsiz ve haksız yere geniş çaplı işgal ederek ve Ukrayna’nın tahıl ikmal depolarını ve ulaşım merkezlerini hedef alarak, kendisinin daha da kötüleştirdiği bir sorunu “çözdüğünü” iddia ediyor. Stalin, 1930’larda açlığı Ukrayna’ya karşı bir silah olarak kullandı ve milyonlarca Ukraynalı’nın ölmesine neden oldu. Yaklaşık bir asır sonra, Kremlin’in bir başka zalim sakini, dünyaya karşı açlığı silah olarak kullanıyor.
A.B.D. Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in, 3 Ağustos 2023 tarihinde BM Güvenlik Konseyi’ne yaptığı çağrıda olduğu gibi: “Bu Konsey’in her üyesi, Birleşmiş Milletler‘in her üyesi, Moskova’ya şunu söylemelidir: Artık yeter; Karadeniz’i şantaj olarak kullandığınız yeter; dünyanın en hassas durumdaki insanlarını koz olarak davranmanız yeter; bu haksız, vicdansız savaş artık yeter.” Rusya, bu küresel gıda krizini şiddetlendiren savaşı başlatmayı seçti. Rusya tercihini bu savaşı sona erdirmekten yana da yapabilir.